sade tasarımıyla gözü en az yoran, boktan içeriğiyle beyni hiç yormayan blog ödülü - 2009

12 Ağustos 2009 Çarşamba

arka sokaklar ve araç hiyerarşisi

televizyonda grotesk bir polis dizisi var, adı arka sokaklar. eylem yapanları binbir neş'e içinde döven, merkezde muhtelif yerlerden cop sokan, düzenin koruyucusu polisimizin hangi halini yansıttığını bilmiyorum. rıza baba diye bir adam var, dede korkut gibi, immanuel kant gibi bir adam... her zaman çıkıp son sözü öyle bir koyuyor ki aklı dışında her yeriyle düşünen diğer polisler öylece göt olup kalıyor. bir tane eski özel harekatçı olduğunu anladığımız bir amca var, o da alayına gidiyor mesela... adamın uçan uçakları falan röveşata çekerek indirmediği kalıyor. sonra bi tane de evindeki huzuru sağlayamayan bir amcamız var. bir de tabii her dizinin olmazsa olmazı aşıklar: bir tanesi almanyadaki gurbetçilerimizin craig david yerine karl marx sakalı taşıyanı gibi, sevgilisi de taş gibi, mermer gibi, heykel gibi bir bacımız. sanırım manken. bir de şamaroğlanı var hekes bununla taşak geçiyor. neyse, böyle bir karakol ortamından zihinsel sağlığı yerinde polisler bekleyemeyiz tabii onlar da haklı. durumlar sonuçları, sonuçlar durumları doğuruyor.

fakat kanımca bu diziyle ilgili en ilginç detay, bir erkeklik ve güç kültü simgesi olarak görülebilecek araçların dizideki yeri. kardeşim dolayısıyla maruz kaldığım kadarıyla söyleyebilirim ki insanların karakterlerine ve mevkilerine göre araçları var. yakışıklı, asi çocuk jiple gezer, beş parasız komik adam külüstür bir araçla gezer... düşmanlar da böyledir. mafya babaları mercedes'ten şaşmazken onların adamları için daha çok bmw'de fink atar... ufak tefek hırsızlar ise hyundai accent'le falan görülmüşlerdir. yani aslında kahramanlar için genelde markası unutulmuş ama imgesi unutulmamış araçlar seçilirken düşmanlarda net bir hiyerarşi göze çarpar. evet, biz manyağız ne var yani?

Hiç yorum yok: