şu attığım başlıklara hastayım. gören sanır ki bir albert camus, bir adorno konuşacak. yok aslında sadece ben konuşacağım. ama topluma mı yabancılaştım yoksa kendime mi tam olarak bilmiyorum... ya da şaka lan! daha doğrusu yalan söyledim. asıl kafamda olan gibi yavşak ve laubali bir başlık atsaydım beyle entellektüel bir hava yaratmış olmazdım. çünkü zaten konu kızılayın arka planında, meşrutiyeti dik kesen sokakların birinde 2 "dayı" arasındaki konuşmayla ilgili.
yeri geliyor hepimiz birer dayı oluyoruz. kâh başı okşanan bir bebenin çocuksu sevimliliğiyle ileri atılıyor, kâh gregor samsanın böcüksü hayal kırıklığıya geri çekiliyor, kâhtalı mıçı gibi geğiriyoruz. fakat bunca acayip şeye rağmen hiçbirimizin arasında böyle bir konuşma geçmemişti mesela. burada diyalogu olduğu gibi aktarıyorum.
[3 dayı yolda yürümektedir]
dayı 1: insana bu dünyada bi hayat argadaşı şart bilader...
dayı 2: hakhlısın valla be abım ama olmuyo be işte...
dayı 3: harbiden ben şimdi evde ölsem galsam kimin haberi olur?
bu adam sizce de bir yerlerde yanlış yapmıyor mu? herif resmen "hayat arkadaşı"nı hayattan ayrıldıktan sonra kullanmak için düşünüyor! bari 2-3 cinsel fantazinden bahsetseydin lan! fütursuzca girip çıkarken ölsem falan diye başlasaydın cümleye be adam
Bir interview'in anatomisi.
5 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder