sade tasarımıyla gözü en az yoran, boktan içeriğiyle beyni hiç yormayan blog ödülü - 2009

15 Mayıs 2013 Çarşamba

bildim seni dostum, radikal yazarısın

öncelikle şu yazıya göz atmanızı istiyorum sevgili blög okurları (if any)

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/banu_k_yelkovan/dokunani_yakarim-1133485

tam bir radikal yazarı değil mi, gönül dostlarım? tamam kanka, çok entelektüel bir çocukluk geçirmişsiniz; bizim evimizde çocuk dövmek için raket, hortum falan varken sizin evinizde edip akbayram plağı varmış ve o çocuk halinizle bile 68 kuşağı kafasını yaşıyormuşsunuz. 

hatta kaçınılmaz bir 12 eylül referansı vermişsin, hala gazete okuyan emekli dayıları güldürebilecek 1-2 küçük komiklik yapmışsın. benim de 4 yaşında bi blogum var. mesela benim blogum değil de gazetem olsa ve bir köşe yazarı çıkıp böyle bi yazı verse inşaat demiriyle falan dövüp tazminatsız kovardım heralde. ülkenin bütün sol kültürünün darbe dönemi bölünmesinden oluşması çok acı değil mi lan? bugüne kadar darbe dönemi dışında "dönem dizisi/romanı/filmi" gören oldu mu? mesela son zamanlarda, metro duraklarında tanıtıldığına şahit olduğum "kafirun" adında bir kitap gördüm. kitabın tanıtımı aynen şu şekilde: "iki hikmet. biri nurcu, biri komünist..." e anasının amı! varsayımlara bak hele! ulan roman yazıyorsun, bu kadar genelleme reklam filmleri için bile fazla değil mi? "iki hikmet. biri nurcu, biri komünist. birinin sevgilisi, diğerinin abileri var. ikisi de gönlünce konuşsun diye, vodafone'dan manyak tarife!" gibi bir reklam filmi olsa pek şaşırmazdık da, bu genellemelerle kitap yazılması insanı dehşete düşürüyor. şimdi ben de biraz entellik yapıp raskolnikov'u örnek göstermek istiyorum. dostoyevski bir karakter yaratmış değil mi? adamın tasvirlerinin arasında "sağcı" veya "karşıt görüşlü öğrenci" gibi bir niteleme olduğunu düşünün. muhtemelen böyle varsayımlar üzerine bir şey inşa etmeye ihtiyacı yok dostoyevski'nin. türkiye'de böyle bir ihtiyaç var ama... 

 dönem dizisi karakteri (temsili)

köşe yazımıza dönecek olursak, tamam siz de haklısınız, koca bir futbol endüstrisini veya hükümeti gerçekten eleştirecek götü kendinizde hiçbir zaman bulamadığınız için saçmalıyorsunuz ama en azından bunun için çok para almayın lan. umarım maaşın o kadar da iyi değildir banu bacım.

neyse efendim, bir de utanmadan futboldaki şiddeti eleştiriyorlar ya, bu şiddeti yaratan benmişim gibi. ulan gazetelerin %25'i falan futbol, akşam televizyonu açıyorsun rıdvan konuşuyor, güntekin konuşuyor... hadi bunlar neyse, ahmet çakar, erman toroğlu falan da konuşuyor, ki bu adamların herhangi bir şey hakkında kamuya açık mecralarda yorum yapması tehlikeli bence. gerçi onun da formülünü bulmuşlar: "sahada futbolcuların şiddet uyguladığını gören taraftar da şiddet uygulamaya başlıyor"muş. la bi siktir git güzel kardeşim. o adamlar hiçbir sike derman olmayacak maçları için milyonlarca dolar kazanıyor. sen başarın karşılığında 3-5 milyon kazansan, sen de rakibinin gırtlağına yapışırsın, hatta sahaya pompalı tüfekle falan çıkarsın. hatta bu açıdan, futbolcuların insancıl olduğunu bile söyleyebiliriz. asıl sana ne oluyor? gecenin 11'inden sabahın 6'sına kadar 7 saat futbol programı yapıyorsun. programda birbirine hakaret eden adamlar var ulan! "baroş kendini yere attı mı, atmadı mı" tartışmasına 3 saat ayıracak kadar tırmandırıyorsunuz gerilimi. gazetelerin normal baskıları yetmeyip, üstüne ekstra spor gazetesi çıkaran adamların şiddet için futbolcuları suçlaması bence dünyanın en komik 15 şeyinden biridir. maçların parasız yayına kapatılıp fetiş objesi haline getirilmesinden bahsetmiyorum bile. zamanında cine5'te de böyle olmuştu. normalde film seyretmekle alakası olmayan adamlar tonla para sayıp dekoder falan almıştı.

gerçi post'un başında radikal yazarlarından bahsediyorduk. ben aslında başka bir şey anlatacaktım ama konu nasıl geldiyse buraya geldi. ulan aslında tek cümle yazacaktım: 

"radikal yazarı mısın? o zaman hiç vakit kaybetmeden darbe dönemine falan referans ver. mutlaka yap bunu" deyip bitirecektim ama yine sinirimin kurbanı oldum. yazık lan, 2 gündür internetin her yerinde bu tartışılıyor. gerçi bu da hükümetin ve yeni bir gündem bulması gereken medyanın işine geliyordur ama şiddeti yaratan adamların şiddeti başlatanları suçlamasını görmek büyük bir eğlence

Hiç yorum yok: