sade tasarımıyla gözü en az yoran, boktan içeriğiyle beyni hiç yormayan blog ödülü - 2009

14 Haziran 2013 Cuma

boykot



boykot fikrini sürekli dile getirip duruyordum. hatta bana göre hükümetin insanların özgürlüğüne karışmasını önlemenin en temel çözüm yolu buydu. bugüne kadar hiç doğru dürüst uygulanmamış olsa da, şu son olaylarda birçok kişi tarafından az da olsa benimsendiğini gördüm. bugün bana şöyle bir mail geldi. siz de çevrenizdeki insanlarla paylaşırsanız sevinirim:

Bir bir hareket metnidir. Bu bir sivil itaatsizliktir. Ekonomiyi çkertirseniz, sizin alışverişinizden para kazanan marka, iş adamı AVM'ler de çökecektir. Sadece 1 ay dayanın. 1 ay alışveriş yapmayın. Ayakkabı almayın, tişört almayın, dışarıda kahve içmeyin, küçük esnaftan alışveriş yapın. Kimse yaralanmasın ama etkili bir birlik olalım. Sivil itaatsizlik, ekonomiyi çökertecek, para kazanan adamı da vuracaktır.
AVM'lere günde 30.000-35.000 kişi giriyor. AVM'lerin önüne yığılalım, pankartlar asalım, onlar çıkartsın biz tekrar asalım. Alışveriş yapmayalım, yaptırmayalım. Bu maili bütün arkadaşlarınıza forward edin. Alışveriş yapan, para kazandıran kesim biziz. Parayı harcıyan, ekonomiyi döndüren, o biber gazının vergisini veren biziz.
Sadece alışveriş yapmadan uygulayacağımız yaptırım, ekonominin çökmesine sebep olacak. Bırakın, para kazanmaya devam edenler çöksün. #alisverisyapma
Lütfen paylaşın, her yerde paylaşın!

--- mail'in sonu ---

ayrıca, ülkeyi yasal olarak diktatörlüğe götürecek yeni bir mit yasası hazırlanıyormuş. birçok haber sitesi bunu doğruladı. adamlar ülkede kendileri gibi olmayan herkesi ezmeye hazırlanıyor ve bir şeyleri değiştirip keskin bir dönüş yaratmak istiyorsanız, boykota destek verin. ben bu olaylar başladığından beri, yani 2 haftadır temel ihtiyaçlarım (gıda, su vs.) dışında hiçbir şey almıyorum. evde çay bitti ve çayı çok seven bir insan olmama rağmen çay bile almıyorum. çay almayınca şeker almama da gerek kalmıyor. daha az bulaşık yıkanacağı için bulaşık makinesi tabletini daha az kullanıyorum vs. bu böyle gider aziz dostlarım.

http://www.zaman.com.tr/gundem_taraftan-tartisilacak-iddia-mit-yasasiyla-muhaberat-devleti-kurulmak-isteniyor_2099999.html

aynı haber radikal'de de yayınlanmıştı ama linkini bulamadım. bu durumda "ne yapmalıyız" sorusunun cevabı bence mümkün olan her şeyi boykot etmek. muhtemelen artık bunu söyleyene deli gözüyle bakıyorsunuz ama ben bunun kilit öneme sahip olduğunu düşünüyorum. bu iddia zaman'da bile çıktığına göre doğru olması muhtemel. bir internet sitesine girdiğiniz için veya komşunuza şüpheli gelen bir davranışınızdan dolayı evinizden alınıp işkenceye maruz kalmak istiyorsanız siz bilirsiniz tabii ama istemiyorsanız en azından 1-2 ay hayati şeyler dışında hiçbir şey satın almayarak, bankadan bütün paranızı çekerek, kredi kartlarınızı iptal ederek hükümetin kölesi olduğu sermayenin işleyişini biraz sekteye uğratabilirsiniz. sadece mal değil, hizmet almayı da reddetmek mümkün. ben bugün telefonumun internet paketini iptal ettim ve daha ucuz bir tarifeye geçeceğim. telefonla konuşma işini skype üzerinden yapabileceğim birçok arkadaşım var. interneti zaten en düşük pakette kullanıyorum. bunu toplu halde yaparsak, halkın yanında şirketlerden de baskı görecekler. 

zaten unutmamamız gereken nokta hükümetin kesinlikle umrunda olmadığımız gerçeğidir. hükümetin umrunda olanlar ise şirketler. yani "biber gazı atıyorlar! sağlığımızı tehdit ediyorlar! 4 kişiyi öldürdüler, 5000 kişiyi yaraladılar" şeklinde bir feryat, bizim daha fazla sinir olmamız dışında bir işe yaramayacak. çok uç şeyler yapmaya gerek yok. kendinizi başbakanın yerine koyun. nefret ettiğiniz bir insan topluluğuna her türlü zararı vermeye çalışıyorsanız, onların çektiği acılar umrunuzda olur muydu? benim olmazdı. asıl işe yarayacak olan, sermayeyi yaralamaktır sevgili blöğ kardeşlerim. zaten çevrenize bakın, akp seçmeni olduğunu her fırsatta belli eden adamların harcamaları değil, sizin harcamalarınız ekonomiyi ayakta tutuyor. korkmayın, bugüne kadar 2 parça kıyafet veya cep telefonu almaktan vazgeçen kimse ne ölmüştür, ne de hayatı çekilmez bir hal almıştır. 

hatta insanların artık kullanmadığı eşyaları takas edebileceği veya verebileceği, freecycle benzeri bi şey oluşturabiliriz para harcamamak adına. insanlar ihtiyaçlarını yazar ve paylaşabilecek durumda olanlar paylaşır. böyle bir şey olursa benim de verebileceğim eşyalar var.

normalde hükümetin gitmesini bile tam desteklediğim söylenemezdi. bana göre gelen de bunlardan pek farklı olmayacaktı. hala da farklı olacağını sanmıyorum. yani aslında çoğumuzun ihtilal yapma gibi bir amacı bile yok. tek istediğimiz, kişisel özgürlüklere müdahale edilmemesi ve yasaların herkes için eşit biçimde işlemesi. ha bir de akp'nin yandaş torpili fanatizmi de bitse iyi olur. mesela şöyle amcalar var. bu adamın söylediği suç değil mi? tedbirsiz bir hareketi örtbas etmeye çalışan insan suç işlemiyor mu?


ha bir de gazetecilere rüşvet teklif etmiş.  bu adam ne sizden, ne de benden yetenekli veya zeki. böyle bir konuşma üslubuna, böyle köylü kurnazı tavırlara sahip bir adamı yolda görseniz dikkate almazsınız ama bu adam giresun valisi. düşünebiliyor musunuz? şahsen bir şirketim olsa, bu adamı çaycı bile yapmazdım. aynı şekilde:

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/haci-ingilizce-konustu-have-are-you-haberi-69864

şu adam isviçre'de basın ataşesi. bir düşünün güzel kardeşlerim, siz 2-3 milyar para kazanacam diye götünüz çıkarken, bu adamlar bilmemkaç bin euro para kazanıyor ve artık partinin bu yüzsüzlüğü dayanılmaz bir hal aldı.

mit yasasına dönecek olursak, bu yasanın halkın güvenliği için olduğunu söylemek için gerizekalı olmak gerek. doğu almanya'da stasi diye bi teşkilat vardı. biraz araştırıp okursanız, sizi neyin beklediğini görebilirsiniz.


mevcut durumda bile idris naim şahin mecliste (kahvehanede değil gençler, sorulan bir sorunun resmi olarak cevaplanması gereken bir yerden bahsediyoruz) bu kadar rahat bir biçimde, çocuk kandırır gibi hareket ediyorsa, bu biraz da bizim sayemizde. kısacası, harcadığınız her kuruş, bu adamların yerlerini daha da sağlamlaştırmasına, insanları daha kolay manipule etmesine yardımcı oluyor. benim de arabam var ve işyerine arabayla 6-7 dakikada gidebilmeme rağmen, geç kalma pahasına toplu ulaşımı kullanmam beyinsiz olduğumdan değil. unutmayın geçler, bir alışveriş merkezine girdiğinizde gördüğünüz markaların %95'i size hitap ediyor; akp seçmenine değil. yabancı yatırım varsa biz tükettiğimiz için var; onlar tükettiği için değil.

bildiğiniz gibi, hükümet zaten yürütmeyi durdurma kararı verilmiş gezi parkını şimdi de referanduma açmaya çalışıyor. sanki mesele sadece parkmış gibi, bunu resmi bir referandumla çözmek istiyorlar. burada akp'nin referandum anlayışına da değinmek isterim:

 
yani güzel kardeşlerim, elinizdeki güç referandum değil, paranız. tutun o parayı, harcamayın ve olacakları izleyin.