ben bunu anlamıyorum. normalde 2-3 kelimeyi arka arkaya getirmekten aciz insanlar toplumumuzun önemli bir parçası. bunlara bir soru sorarsınız mesela "susmak erdemdir" gibi saçma bir görüşün arkasına sığınıp mal mal suratınıza bakarlar, kısa ve öz(!) cevap verirler, evet bile söyleyemedikleri için "haağğaa" gibi sesler çıkarırlar ama televizyonda bir mikrofon uzatılmasın, direkt manyak gibi başlıyorlar şakımaya!
üstelik en iğrenç konulardır mesela üzerinde tartışılan... medyanın derdi hiçbir zaman haber yapmak olmamıştır belki ama insanlara böyle alakasız konular üzerinde söz hakkı veriyormuş gibi yapmak da ayrıyetten ahlaksızlığın daniskası diye düşünüyorum.
mesela adamın 4 yaşındaki oğluna tecavüz etmişler (yok tabii böyle bir şey ama olayın manyaklığını daha rahat tahayyül edin diye söylüyorum) ve medya hemen damlamış olay yerine acılı babaya (bir de acılı anne, acılı baba vardır. baba versiyonu genelde çömelir ve yere bakarak gizliden ağlar, anne versiyonuysa elini kolunu bağlayıp kafasını da yere eğip bir top gibi olduktan sonra sessiz sessiz hıçkırır fakat bu durumdaki insanlar bile gazetecilerin sapıkça iştahını dindirmez ve illa o yıkılmış insanlara saçma sapan sorular sorulur) soruyor: neler hissettiniz? aslında cevap çok basit! "ananı hissettim" deyip bir de "basına hain saldırı" yapmak gerek ama genelde insanlar o durumda bile cevap vermeyi yeğler...
- biz evin avlusunda oturmuş kokoreç yiyorduk, sonra hava bulutlanır gibi oldu tövbe bismillah dedik hele mangalı kokoreçleri toplayak içeri girek dedik tam o sırada bir çığlık, bir feryad-ı figan, fren sesi falan derken beyaz bir tofaş şahinin hızla uzaklaştığını gördük... sonra sağa bak allah sola bak allah bizim oğlan yok! akşam geldi eli yüzü kanlar içinde dedim ne oldu? amcalar, inşaat bişeyler geveledi, o sıra anladık! acımız büyük. siz cefakâr gazeteciler olmasa nasıl sesimizi duyururduk? gerçi sesimizi duyurunca bir bok olacağından değil de medyamız sağolsun allah razı olsun! bu tecavüz haberini de yayınlayın gündemin çevresinde set olsun ergenekon haberleriyle bir...
adamı durduramıyorsunuz. adam o berbat anında konuştukça konuşuyor. ama tek örnek bu da değil... mesela adamın depremde evi yıkılmış, çocuğu askerde ölmüş, kan davasından karısını vurmuşlar falan ve gazeteciler ısrarla gidip adamları konuşturmaya çalışıyorlar ve işin ilginci, kimse de reddetmiyor. herkes elinden geldiğince olayı anlatıyor ediyor ve 3. sayfayı süslüyorlar böylece...
bir allahın kulu da çıkıp şunu anlasın artık: hiçbir medya kuruluşu veya yayın organı halkın tarafında değildir. iktidar adına manipulasyon aracıdır. inanmayan gidip althusser okuyabilir mesela... devlet bizim anamız babamız değil! her türlü ideolojik ve kollektivist baskıyla bireysel benliği baltalamaya çalışıp her fırsatta psikolojik tecavüzde bulunan, üzerimize binmeye çalışan ve genellikle başaran bir organizasyon! politikacıların zaten sahtekar kelimesinin tam karşılığı olduğunu söylememe gerek yok ve bunların hala "dava adamı" olarak gösterilmesi de medyanın sayesinde! bunları televizyonlarda, gazetelerde gördükçe ben deliriyorum ama adamlarda hala bir zeka parıltısı yok!
konuşun tabii... size mikrofon uzatıp "hayırlı olsun, depremde eviniz yıkılmış... malum, bizim bu durumdan yararlanmamız lazım da 3-5 kelime söyler misiniz acaba?" dediklerinde şevkle konuşun, meşhur olun! medya özgürlüğümüzün garantisidir!
Bir interview'in anatomisi.
5 yıl önce
1 yorum:
saygıdeğer Rükneddin Kekremsi, çok doğru bir noktaya parmak basmışsınız. Hatta basmak ne kelime, parmağınızla delmişsiniz o noktayı. Bugün ana haber bülteninde çocuğu ölümden dönen babanın kameraya ve mikrofona atlar gibi konuşması akabinde bu yazıyı okumam, şu yaptığım yorumu oldukça gerekli kıldı. ne bileyim eline sağlık. (gayet resmi oldu lan)
Yorum Gönder