sade tasarımıyla gözü en az yoran, boktan içeriğiyle beyni hiç yormayan blog ödülü - 2009

26 Aralık 2012 Çarşamba

hakkari üniversitesi ile akademik trollüğe giriş

daha önce sağ tandanslı über kişi veya kurumların beyanlarının yakın okumasını ve her biri birbirinden bağımsız ilim irfan kurumları olan üniversitelerimiz üzerinde oynanan kirli oyunları blogumuzda dile getirmiştik. üniversite içi trollükten nasibini alan bu kez hakkari üniversitesi.

let'z Get to Gether end fill owl rite

şimdi hakkari üniversitesi'nin, şu sıralar gelenin gidenin vurduğu odtü'ye karşı korka korka kaleme aldığı 2 paragraf yazının (başka şansımız varmış gibi) yakın okumasını yapıp, aristo'dan bu yana sıkıcı bir biçimde uygulanagelen temel mantık çıkarımlarını kullanarak, actual data ile arasındaki ilişkinin geçerliliğini ele alacak ve yazıyı yazan kişinin troll olup olmadığına karar vereceğiz. 

hakkar1 ün1v3rs1te5i ma5aü5tü araÇıı by L0n3Ly_w0Lf92

öncelikle yazımız:

Her türlü düşüncenin özgürce ifade edildiği, demokratik olarak tartışılıp geliştirildiği bilim yuvaları olan üniversiteler, bir ülkenin kalkınmasında ve ilerlemesinde mihenk taşıdır. Bilimin gelişmesi ve ilerlemesi demokratik ve özgür ortamlarda gerçekleşir. Özgürlükler ise şiddetten uzak ortamlarda gelişir. Düşüncelerin ifade edilmesinde şiddetin yeri yoktur.
Ancak, 18 Aralık 2012 günü Göktürk-2 uydusunun fırlatılma töreninde yaşanan şiddet olayları bu camianın bir bireyi olan Hakkari Üniversitesi ailesini derinden üzmüştür. Üniversitelerin içinde hayat bulmaması gereken bu olayları, ülkemizin yıllarca acı tecrübeler edindiği bu senaryoları hak ve özgürlükler açısından iyi niyetli değerlendirmemiz mümkün değildir.
Önceden planlandığı düşünülen bu eylemleri tasvip etmediğimiz gibi
üniversitelerin kavga yeri olmadığını, bu yöndeki her türlü tavır ve davranışı kınadığımızı kamuoyuna duyururuz.
Melis Acar / 8A

bu yazıyı rektör yazmış. rektör kelimesinin etimolojik kökeninin rektum olduğu yönündeki tezimi bir kenara bırakıp, metnin anlamına odaklanmaya çalışacağım.

1- Her türlü düşüncenin özgürce ... ilerlemesinde mihenk taşıdır.
2-  Bilimin gelişmesi ve ilerlemesi ... gerçekleşir.
3-  Özgürlükler ise şiddetten uzak ortamlarda gelişir.
4-  Düşüncelerin ifade edilmesinde şiddetin yeri yoktur.
-----------------------------------------------
∴ this sux

rektör kardeşimiz ilk 4 cümlesinde üniversitelerin her türlü düşünceye açık yerler olduğunu, bilimin böyle ortamlarda geliştiğini, özgürlüklerin ise şiddetten uzak olduğunu, therefore üniversitelerde şiddetin olmaması gerektiğini söylüyor. atv ana haber'in deyimiyle, "buraya kadar her şey normal". en azından sizi orta 3'te sizi sınıfın en iyi yazarı yapar diyeyim. asıl semantik facia ise bundan sonra başlıyor. 


anlamlı konuşmak bu kadar zor

sıradaki paragrafta rektörlük küçük bir numaraya başvurmuş. halk arasında anaphora resolution olarak bilinen şeyi kullanarak, iki tarafın da kendine göre şekillendirebileceği bir discourse yaratıyor. nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim. şimdi adam demiş ki "Üniversitelerin içinde hayat bulmaması gereken bu olayları, ülkemizin yıllarca acı tecrübeler edindiği bu senaryoları hak ve özgürlükler açısından iyi niyetli değerlendirmemiz mümkün değildir." oğlum, "bu olaylar" diyorsun da bu olaylar hangi olaylar? polisin öğrenciye uyguladığı şiddet mi? öğrencilerin polise uygulayamadığı şiddet mi? bi dakika şimdi hangisini kınıyorsun? öte yandan, bir askeri operasyon bile en fazla 100-150 askerle yapılırken, bir üniversite kampüsüne (yani 51. bölge falan değil, odtü kampüsü) 2500 polis, bilmemkaç tane toma, tonlarca biber gazı, gaz bombası vs. ile gelmek şiddet değil mi acaba? gerizekalı takliti yapmasana rektör kardeş; biraz açık konuş.

neyse, son paragrafımıza geçelim:
"Önceden planlandığı düşünülen bu eylemleri tasvip etmediğimiz gibi
üniversitelerin kavga yeri olmadığını, bu yöndeki her türlü tavır ve davranışı kınadığımızı kamuoyuna duyururuz."

üniversiteler kavga yeri değildir!!!11birbir

alpha team, a pack of zombies are heading south

 önceden planlanmış senaryolar!!!!11

kısacası, hakkari üniversitesi rektörü öyle bir yazı yazmış ki, aynı anda hem başbakanı, hem odtü'yü, hem de yazıyı okuyan herkesi trollemeyi başarmış. keşke biraz daha güzel yazabilseydin rektör kardeş. benim 9-10 yaşlarında çocuğum olsa ve bana böyle bir kompozisyon yazıp getirse, kendisiyle selamı sabahı en az 1 ay askıya alırdım diye düşünüyorum. ben başbakan olsam senin ağzına sıçardım. böyel belirsiz yalamak mı olur? gerçi kimseyi yalamak istemiyorsan da kusura bakma; hiçbir bok anlamadık yazdıklarından. amatör bir ruhla profesyonelce saçmalamışsın güzel kardeşim, bravo.

tam bu konudaki değersiz düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım ki, dün gece muş alparslan üniversitesi'nin (bu arada alparslan diye üniversite var gençler. mesela birinin kalkıp flagellum dei university diye bir okul açtığını düşünün. sonra bu üniversitenin rektörü olarak şiddeti kınadığınızı...) yakışıklı rektörü televizyon programına çıkıp çok eğlenceli açıklamalarda bulundu.

flagellum dei üniversitesinin logosu


mesela adamımız diyor ki, odtü'de amfilerde sinema gösterimi oluyormuş, yeri geliyor tiyatro oyunu sergileniyormuş, konser veriliyormuş (geçen yıl judas priest konseri olmuştu amfilerin birinde, onu söylüyor sanırım), çay içiliyormuş, ders işleniyormuş falan. bak şu orospu çocuklarına! insan nasıl... bi dakika, dostum ciddi olamazsın! film mi izliyorlar? amfide! yok artık! özgürlüğün ö'sünden anlamayan toronto adolf hitler üniversitesindeki öğrencilere mi özeniyor allah (cc) aşkına bu insanlar?

1.06'da penis dedi!

küfür ve şirk içinde bulunan bu insanlar dünyanın en iyi 16. üniversitesinin öğrencileri. yazık... işi savsaklarsan böyle 16. sıraya düşersin işte! 

peki aşağıdaki videoda göreceğiniz mit'li zibidilerin ilim ve irfanla ilgisini kim açıklayacak? bakın okullarını nasıl edepsiz amaçlar için kullanıyorlar! dedelerimiz sizin dedelerinizin götünü bunun için mi kurtardı ey koreliler? alparslan'ın torunlarının (tamamen kendi iradesiyle gösterdiği) şiddet karşıtı kahramanlık sayesinde mit'ye gir, sonra oppa gangnam, oppa chomsky style falan elin yahudileriyle! seni de sildim emayti! adam değilmişsin...

ne var? atilla taş da yapıyor!

bıyık bırakmanın temporal dinamiğini çözmüş, itü çıkışlı böylesine feyzli bir mühendisin gerçekten de amfi kullanımıyla ilgili sorunlarının olduğunu düşünmek biraz fazla mallık olur. bana göre akp'nin yeni discursive stratejisi bu. brinkmanship dediğimiz olayın yurtiçinde uygulanabilen mikro bir versiyonunu uygulayarak 2-3 hafta sürecek aşırı gündemler oluşturmak. bunu her gündemde gözlemleyebiliriz. kürtaj olayından uludere'ye, suriye'nin düşürdüğü (iddia edilen) uçaktan odtü olayına kadar tüm suni gündemlerde medya ve internet (akp tarafından bir yere getirilen (veya getirilmeyip, freelance olarak badem bıyık modasına ayak uydurmuş) yönetici konumundaki kişilerin saçma sapan twitter beyanları vs.) yoluyla müthiş bir dezenformasyon yapılıyor. bu dezenformasyonun kilit noktası ise brinkmanship dediğim şey; yani her gündemi en aşırı noktaya taşımak.

bıyıklarını yidiğim bu yiğidim ne buyurmuş? odtü'de amfilerde film gösterimi yapılıyormuş, tiyatro oyunları sergileniyormuş, konserler veriliyormuş falan. bu arkadaşımız ya bunların ders esnasında yapıldığına kendini ciddi anlamda inandırmış, ya da kültürel aktivitelerin hepsini birden hor gören gerizekalı seçmen kitlesinin doldurduğu tribüne oynuyor. bana 2.'si daha olası gibi geldi, zira bir itü mezunu olarak, amfilerde film gösterimi yapıldığına şahit olmuş olması gerekir.

böyle durumlarda halkın durumu hızlı bir biçimde çakması ve "abi şimdi sen onu bırak da, ötv ödüyoruz mesela. neden ödüyoruz onu biz?" veya "şimdi kardeş sen odtü'de gösterilen filmleri siktir et de, kişi başına düşen milli gelir nedense hiç yükselmiyor. onu napacaz?" veya "güzel kardeşim, o değil de, araştırma görevlileri çöpçülerden daha az maaş alıyor. önce şu konuya bir eğilelim" gibi sorular sorması gerekir.

peki bunu kimden bekliyoruz? türkiye cumhuriyetinin tek haneli iq'lara sahip vatandaşından. 

son olarak, ortalama gündem ve ortalama türk