sade tasarımıyla gözü en az yoran, boktan içeriğiyle beyni hiç yormayan blog ödülü - 2009

28 Şubat 2011 Pazartesi

çizgi filmlere göre çocuk tahlili

uzun bir aradan sonra bloga tekrar bişeyler yazmanın heyecanı içindeyim (yok lan ne heyecanı. şu an götümü kalorifere yaslamış, son derece hissiz bi şekilde yazıyorum). aslında geçtiğimiz günlerde birkaç kez yazı yazmaya kalkıştım fakat hepsinde ya uzun süreli çalışmam gerekti, ya bir kitaba başladım, sonuç itibariyle öylece kaldı. fakat artık dayanamıyorum sevgili bülöğ kardeşlerim. bazı şeyler dikkatimi çekiyor ve bunlar hakkında yazmalıyım diyorum. bunlardan bi tanesi de mahallede oynayan ufaklıklar. ben bir gün camın kenarında bu veletleri gözlemledim ve her şeyi belirli bir standart dahilinde görmek gibi pis bir huyum olduğu için (bunu asla övünmek için söylemiyorum ama engel olabildiğim bir şey değil) bu çocukları da sistematik bir şekilde inceledim. elde ettiğim sonuçları zaten küçüklüğünü ve şimdiki halini bildiğim çocukların çizgifilm alışkanlıklarıyla karşılaştırınca büyük oranda tuttuğunu fark ettiğim 3 tane çocuk arketipine ulaştım. aslında 'orta halli çocuk' adını verdiğim şeyle birlikte 4 yapıyor ama o çok fazla orta halli olduğu için onu yazmayacağım ama ona da kısacık değinmeyi düşünüyorum, nasip.

1-  şiddet eğilimli, fazla zeki olmayan, düz, yerine göre piç çocuk tipi: bunu birinci sıraya yazıyorum, çünkü ailelerin en fazla olumsuz eleştirisine maruz kalan çocuk tipi bu olmasına rağmen en yaygın çocuk tipi de bu. buradan aile ne bok yerse yesin, çocuğun tam tersini yaptığı sonucunu çıkarabiliriz ama konumuz bu değil. şimdi efendim, bu grubun çocukları genelde yu-gi-oh gibi, g.i. joe gibi, ben 10 gibi, flash gordon, spiderman gibi tamamen bir güç fetişizmine, kazanma kültüne dayalı, daha güçlü olana saygı duyma, güçsüz olanı ezme temalı, mizahtan yoksun çizgifilmlerle büyür. genelde geçimsiz olurlar ve arkadaşlarıyla kavga ederler. mahallenin abilerini bilip bu abiler gibi olmak için ellerinden geleni yaparlar. ailelerinden çatır çatır dayak yeseler bile asla ailelerinin gösterdiği yoldan şaşmaz bu veletler. büyüdükçe köklerine bağlı birer insan olacaktırlar. askerliği kutsal sayacak, hafızalarına kazınan saçma bilgiler uğruna kavgalara girecek, savaşçı bir yapıya bürüneceklerdir. iş yaşamında ya çok feci kaybedecek, ya da çok sağlam kazanacaktır bu çocuklar. zira hem ortalama bir zeka, hem de yüksek miktarda piçliğe sahip olarak piyasanın ihtiyaçlarına yönelik bir karakterle donatılmış bir şekilde yaşamlarını sürdüreceklerdir. tabii çocuklukta edindikleri güçlü olana sonsuz saygı bilinci de bunların hakim değerleri tamamen kanıksamış bir mainstream olmalarını sağlar. bunların politikacı olanları ya savaş çıkarır, ya halkı sömürür, ya da ikisini birden yapar. tabii şimdilik sadece çocuktur bunlar. mahalle maçlarında forvet olmak için kavga eden ufak canavarlardır.

2- sessiz ve bir çocuktan beklenmeyecek derecede duygusal çocuk tipi: seni bulduğum yerde geberteceğim olum! hayatta hiçbir çocuktan nefret etmedim senden nefret ettiğim kadar. hem de sadece çocukluğundan değil, sen büyüdükçe ben seni daha çok dövmek istedim. bunlar çocukluklarını bir caillou, bir doug, bir şeker kız candy seyrederek geçirdikleri için böyle aptal, basiretsiz, ağlak tipler oluverirler. zaman geçtikçe "ben cerenden hoşlanıyorum yha", "ağbi ben tuğçenurla ciddi düşünüyorum" gibi cümlelerle ortaokul, lise ve üniversite döneminde toplam 100 kız barajını aşıp dalya diyecek yanık tenli, renkli gözlü, tüysüz meriç'ler, berke'ler, can'lar bunlar olacaktır. kampüs çimlerinde, sahillerde akdeniz akşamlarını söyleyecek, sadece ritm atarak 'sevdan bir ateş oldu bende' diyeceklerdir. duygusal şarkılarla gösterdikleri kız kaldırma başarısına rağmen bu çocuk tipinin sportif alanda pek başarısı yoktur. genelde zengin bir aileden geldikleri için baştan aşağı air jordan'ları çekip basket sahasında boy gösterecek ama sadece boy göstereceklerdir. içlerinden iyi basketbolcular çıksa da bir alex olamayacaklardır. bunların edebi zevkleri de müzikal zevkleri gibi sığ kalacak, bestseller'lar ve kişisel gelişim kitapları onları zihinsel yönden geride bırakırken piyasada üst sıralara taşıyıp iyi bir yönetici, iyi bir sevgili, iyi bir eş, kısaca her bokun iyisi haline getirecektir. bunları çocuk grubu içinde tanımamızı sağlayan özellikleri ise önlerindeki topa vuramamaları, küfürsüz konuşmaları, uzun ve düz saçları, tişört üstüne giydikleri gömlek ve alttaki nike ayakkabılarıdır. zor bir çocukluk, kolay bir yaşam geçirirler.


adminimiz adeta caillou olmuştu

3- biraz zeki olacağı küçüklükten belli çocuk tipi: bu çocuğumuz ise 1. sırada belirttiğim çocuk kadar yaramaz, 2. sırada belirttiğim çocuk kadar barışçıldır. ekstra özelliği ise zeki olmasıdır. o derece ki, çocuk diye boktan bi espri yapıp güldürmek istersiniz ve hem gülmez, hem de sizi küçümser. bunlarda 1. grubun kötülük dolu somurtkanlığı veya 2. grubun naif usluluğu yoktur. gülmeyi, eğlenmeyi severler. genelde çocukluğunu maske, freakazoid, johnny bravo veya powerpuff girls gibi nispeten daha ince esprilerle bezeli çizgifilmlerle geçiren yavrucak küçük yaşta bilgisayar kullanmayı öğrenir, daha liseye geçmeden frontpage falan kullanırlar (buna inanmayanlarınız olabilir ama ben birkaç tanesini tanıyorum [yok lan vallaha ben değilim]). her şeye rağmen bu 3. grubun kızlarla arası pek iyi değildir. zira kızları etkileyecek pek bir şeyleri yoktur bunların. ne 1. grup gibi nefes alan dişi organizma düsturuyla hareket ederler, ne de 2. grup gibi duygusal, kadın erkek ilişkileri konusunda ahkam kesmekten keyif alan bir yapıda olurlar. genelde kızların kafasının sadece dizilere ve magazin programlarına bastığı ortaokul-lise çağında yalnızlığın dibine vurup bilgisayar kullanımında ustalaşacak, derin kimliğini iyi edebiyat ve felsefeye duyduğu ilgiyle pekiştirecektir (yemin ederim ki ben değilim. ben lise dönemimde elimde basket topuyla yaşadım desem yeridir). bu grup nedense para kazanmaya da çok geç başlar. 1. grup şirket kurar veya bi yerlere ortak olur, 2. grup elinde bilkent iktisat diplomasıyla gider bi yerlere ceo olur, bu bizim 3. grup ise mal gibi kalır. elinde saçma bir okulun boktan bir bölümünün diploması vardır ve kısa sürede aslında cv'ye yazabileceği hiçbir özelliğinin olmadığını fark edecektir. bunlar da ufak ufak çalışma ortamlarına girdikçe bohem, yani zeki ve fakir kimlikleriyle toplumda kendilerine yer edinecekler, adeta bir oscar wilde karakteriymişçesine etrafın saygısını kazanarak karı-kız işlerini de yoluna sokacaklardır. sokakta oynayan çocuklar içerisinde temiz aile çocuğu gibi görünüp arkadaşlarına ince ince laflar sokarak onları sinirlendirip peşinden koşmalarını sağlayan ve sonrasında dayak yeyip ağlayan çocuk işte budur. büyük piçtir ama asla bir savaşçı değildir.

tabii bunların dışında bir de diğer çocuklara bakıp gözlem yapan, bu gözlemlerini sistemli bir şekilde not edip çocukları belirli kalıplara sokan bir piç vardır ki o da ben oluyorum. ama tabii ben hem çok iyi futbol oynardım, hem orta 1'de html kodu yazardım, hem de kızlarla aram çok iyiydi. o yüzden kendime olaylara dışarıdan bakma hakkını veriyor ve bu küstahlığı sonuna kadar yapıyorum. siz sevgili bülöğ yazarları içinde çocuk yapmayı düşünen varsa benim tavsiyem bu üçüne de benzememesi olurdu. benzeyecekse bana benzesin hayta, hatta çocuklarınıza role model olarak beni gösterin. bakın rukneddin amcanız ne kadar cool, rukneddin amcanız ne kadar da rererörö falan deyin he mi

Hiç yorum yok: